Türkçeyi Hissediyorum, ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi’nin “Türkçeyi Hissediyorum.” projesine ait bir web günlüğüdür. Proje, yurt dışında doğan, yaşam, bilgi ve deneyimleri yaşadıkları ülkenin diliyle biçimlenen “üçüncü kuşak”tan bir grup gence, dil aracılığıyla ulaşmayı; onlara, Türkçenin söz varlığını ve anlatım zenginliğini hissettirmeyi hedeflemektedir.

12 Nisan 2010

sizi diğerlerinden ayıran bir hikâyeniz olsa...-2


Bazen kalem ellerimizdedir. Tamamen bizim karalamalarımız oluverir hayat. Sözcükler mi karalamak istiyoruz o boş kağıda, yoksa anlamsız, rastgele, başıboş çizgiler mi? Bir anlam mı yüklemek istiyoruz o 80, 85, bilemedin 90 yıla, yoksa ‘anı yaşamak’ denen çılgınlığa kapılıp; hayatı peşimizden sürükleyeceğimize, onun da kolumuzdan tutmasına izin vermek mi kimi zaman? Plansız, gündelik, kaygısızca. Evet, herkes ara sıra kontrolü bırakıp otomatik pilota almak ister hayatını, ama bence ona yön vermekten yorulduğunda yapmalı insan bunu yalnızca. Yüklediği anlamlar, değerler, ulaşmak istediği hedefler hep olmalı. Romanlara konu olacak bir hayat yaşamasak da, “Hayatımı yazsam roman olurdu.” demesek de çoğu zaman, yaşamımız kendi romanımızdır aslında. Kıssadan hisse ile bitmese bile, biz romanın hem yazarı, hem de ana karakteriyizdir. Yavaş yavaş oluşturduk giriş bölümünü, gelişme daha yeni başlıyor bizim için…(Gizem)

Yaşamım kıssadan hisse çıkartacak şekilde bitecekse, demek ki yaşamımda çok hata yapmışım ki kendime “hisse” çıkarıyorum. Bence hayattan kıssadan hisse çıkartılmamalıdır, çünkü hayat bir sürü hata yapacak kadar uzun, hepsinden ders çıkartamayacak kadar kısadır. Herkesin kendisine has bir hikâyesi vardır, kimininki sıkıcıdır kimininki ilgi çekici. Bu yüzden zaten hikâyelerimiz diğerlerinden her daim farklı olacaktır ama asıl önemli olan bu hikâyenin sizin istediğiniz gibi olup olmadığıdır. Benim hikâyem ise tam bir başarı öyküsü sayılmaz şu ana dek, olmasını istediğim şey de zaten istediği her şeyi elde etmiş başarılı bir insan olmak da değil. Benim Hikâyem daha çok yaşamından zevk almış ve alırken hem çevresindekilere yardım etmiş hem de onları eğlendirmiş bir insanın hikâyesi olmalı.(Deniz Alp)