Proje doğrultusunda, Strasbourg’da iletişim içinde olacağımız öğrencilerle, kendi öğrencilerimiz aynı metinler üzerinde çalışacaktı. Gelen tanıtım e-postalarından bunun, birikim, donanım, kendini ifade etme noktasında onları biraz zorlayacağını fark ettik. Bir karar değişikliği yaptık: Onları MSN, Facebook, Friendfeed, Twitter ve diğer sosyal medya ortamlarının kendine özgü dilinin dışına taşıyarak, yaşama dair minik ayrıntılarda yürüteceğimiz bir Türkçe yolculuğuna çıkarmayı daha uygun bulduk. Böylece, yurt dışındaki çocuklara yönelik etkinliklerin aslında ne kadar önemli olabileceğini de gördük.
Öğrencilerle iletişimin ilk adımında, bize kendilerini, ilgi alanlarını, Türkiye’yle ilgilerini anlatmalarını istemiştik. Gelen yanıtlar devam eden blog notlarında... (Türkçeyi kullanma yeterliklerine yönelik sağlıklı bir kanaat oluşması açısından, sözcük, tümce yapıları, yazım, noktalama vb. ile ilgili hiçbir düzeltme yapmadık.)