Türkçeyi Hissediyorum, ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi’nin “Türkçeyi Hissediyorum.” projesine ait bir web günlüğüdür. Proje, yurt dışında doğan, yaşam, bilgi ve deneyimleri yaşadıkları ülkenin diliyle biçimlenen “üçüncü kuşak”tan bir grup gence, dil aracılığıyla ulaşmayı; onlara, Türkçenin söz varlığını ve anlatım zenginliğini hissettirmeyi hedeflemektedir.

16 Mart 2010

"bize bol bol ziya kucakla getir"


Tevfik Fikret'in İskoçya'ya öğrenci olarak gönderdiği oğlu Halûk'tan tek beklentisi, Avrupa'nın birikiminden ülkesinin yarınlarına katkı sağlayacak bir donanımla dönmesiydi. Genç bir oğulu uğurlarken, karşılaşabileceği zorlukların farkındaydı; ancak, hedef, zorlukların çok üstünde bir çabayı hak edecek kadar değerliydi....

Bu geçit işte böyle dar, mu'vec;
Ey şetâretli yolcu, sen yürü, geç.
Sen bu menhelde kalma, sıçra, atıl,
Bir ziya kârbânı bul ve katıl.
Gez, dolaş, kâ'inât-ı efkârı,
-Dâ'imâ önde, dâ'imâ yukarı!
Pür-tehâlûk, hayât ü kuvvetten
Ne bulursan bırakma: san'at, fen,
İ'timâd, i'tinâ, cesaret, ümîd,
Hepsi lâzım bu yurda, hepsi müfid...
Bize bol bol ziya kucakla, getir:
Düşmek etrafı görmemektendir.
(...)
Ey şetâretli yolcu, gün kısadır,
Gece ba'zan mahûf olur; lâkin
Sen cesur ol, gayur ol. En sakin
Yolculuk uykudur. Büyük kuşlar
Yenecek dalga, yok, kasırga arar.
İşte bir yol ki hep çakıl ve diken;
Geçeceksin yarın bu yoldan sen...

Halûk’un Vedaı şiiri aslında sadece bir veda değil; bir şairin yaşama bakış açısını anlatan bir duygu seli. Şair, oğlunu gönderirken bir babanın duyduğu hüznün yanı sıra oğlunun yabancı bir memlekete giderek dönüşte ülkesini ileriye taşıyacak bir nefer olmasının isteğini de dizelere yansıtmıştır.

Fikret, oğluna yurt dışında neler yapması gerektiğini anlatırken, metafor olarak “yol”u kullanmıştır. Yolculuk, “ziya”nın yani ışığın aydınlattığı Batı’ya doğrudur. Batı’nın gelişmişliği şair’in orasını düşüncenin merkezi olarak görmesine yol açmıştır. “Yolcu”, bilim, sanat gibi ülkenin gelişimi için önemli olan bilgileri edinip geri dönmelidir. Şair, eylemleri arka arka sıralayarak, başarılması zorunlu işlerin çokluğunu da belirtir: Yürü, geç, sıçra, atıl, gez, dolaş... Yolcunun işi çok ve yolu zorludur: “İşte bir yol ki hep çakıl ve diken; /Geçeceksin yarın bu yoldan sen...”

İlginç bir sözü var şairin “Büyük kuşlar yenecek dalga, yok, kasırga arar.” Herhalde büyük kuştan kastettiği, amaçları olan insanlardır; çünkü o tip insanlar zorluklardan yılmaz. Hatta zorlukları kendileri ararlar; yenecek “dalga” olmadığında “kasırga” aradıklarındaki gibi… Bir babanın hem ülkesi için hem oğlu için en iyisini istediğinde vereceği öğütlerin bir örneğidir bu şiir.(Deniz)

Tevfik Fikret İskoçya’ya öğrenim için gönderdiği oğluna “veda”ını yazarken, beklentilerini de sıralıyor. Şiirinde bahsettiği ‘yolculuk’, aslında Halûk’un İskoçya’ya yolculuğu değil... Alacağı eğitimden ve kazanacağı deneyimlerden ‘yol’ olarak bahsediyor. Ayrıca Halûk’un ülkeye getireceği bilgi de etrafı aydınlatacak, ‘ziya’ saçacak bir meşale olacak. Bu meşale içinde ‘san’at, fen, i’timâd, i’tinâ, cesaret, ümîd’ içerecektir ve bunların hepsine ülkenin ihtiyacı vardır.

Son olarak Tevfik Fikret oğluna cesur ve gayretli olmasını öğütler. Tembellik yapması da mümkündür. Fakat sadece ‘büyük kuşlar’ yenecek ‘dalga’ olmadığı zaman daha büyük zorluklar ararlar. Bu ‘yolculuk’ Halûk için zor olacaktır ve o yine de bu yoldan geçecektir.(Sedef)

Not: Yukarıdaki fotoğraf, Michigan Üniversitesi'nden mezun olan Haluk'un yetişkin halidir.