Türkçeyi Hissediyorum, ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi’nin “Türkçeyi Hissediyorum.” projesine ait bir web günlüğüdür. Proje, yurt dışında doğan, yaşam, bilgi ve deneyimleri yaşadıkları ülkenin diliyle biçimlenen “üçüncü kuşak”tan bir grup gence, dil aracılığıyla ulaşmayı; onlara, Türkçenin söz varlığını ve anlatım zenginliğini hissettirmeyi hedeflemektedir.

23 Şubat 2010

yaşamın birkaç rengi...


Fransa'daki öğrencilerden aldığımız e-postaların genel niteliği, onlara yönelik metin seçimlerinde bize yol gösterdi. İletişim dilini daha rahat kurabileceğimiz metinler üzerinden yazışmaya karar verdik. Strasbourg'daki gençlere gönderdiğimiz ilk metinler:


1. Bağımsızlık, birey, gelenek, kök, ait olmak sözcüklerinin sizdeki karşılığını birer cümleyle yazar mısınız?

Yaşanacak başka korku kalmayınca mı, yaşanacak en güzel anı yaşadığını düşündüğünde mi, ihanete uğradığında mı, yoksa artık yaşamın hızla akıp gittiğini fark ettiğinde mi büyür insan? Bir an önce gelmesini istediğimiz mevsimler yaklaşınca korkarız büyümekten eski günlere sıcacık bir dost gibi sarılmak isteriz.

Umuttur çocukluk; beklemek, hem de hiç usanmadan beklemek, bir gün mutlaka alınacak karne hediyesi kırmızı bisikleti…Karşılaşmaların mevsimidir çocukluk, buluşmaların değil; elinde dirseklerine doğru akan kocaman bir külah dondurmayla pamuk şekercinin önünde, aşağı mahalledeki arkadaşını görmektir.

“Cıvıl cıvıl çocukluk günlerimin taçsız kralı (ya da henüz kral olmamış bir prens mi? demeliyim.) İki küçük kalbin el ele tutuşup da nasıl devlere yaraşır büyüklükte sevgiler yaratabileceğini senden öğrendim. Saklambaç oynarken elimle koymuş gibi biricik aşkımın yüreğini bulup sobelemeyi, körebelerde sevgimizin yol göstereceğinden emin olarak körebe olmayı senden öğrendim. Seksek oynarken çizgilere basmak pahasına senin gözlerine baktığım anlar. Kardan adam yaparken erittiğimiz buzlar…Kovalamacılık oynarken peşinden koşmaktan usanmadığımız, yakalayıp da bırakmadığımız masum sevdalar…”
2.Tüm bunları söyleyen biri olabilmeniz ya da bunlardan etkilenebilmeniz için çocukluğunuzu 1970’lerde geçirmeniz gerekirdi. Oysa sizlerin çocukluğu ve gençliği bambaşka bir dünyada yaşanıyor. Şimdi siz de, çocukluğunuzu ve gençliğinizi yukarıdaki metin gibi değerlendirip yazar mısınız?

“Uzun teneffüste
Gri okul bahçesindeki
Siyah beyaz koşuşturmanın
Tam ortasındayım
Ve sen aşılı kolumsun”
                Ebru Cündübeyoğlu

3.Aşk için söylenebilecek en çarpıcı üç sözcük yazınız.Sizin aşılı kolunuz ilk kimdi?