Türkçeyi Hissediyorum, ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi’nin “Türkçeyi Hissediyorum.” projesine ait bir web günlüğüdür. Proje, yurt dışında doğan, yaşam, bilgi ve deneyimleri yaşadıkları ülkenin diliyle biçimlenen “üçüncü kuşak”tan bir grup gence, dil aracılığıyla ulaşmayı; onlara, Türkçenin söz varlığını ve anlatım zenginliğini hissettirmeyi hedeflemektedir.

23 Şubat 2010

... görelim hânım ne soylamış?


Hazırlık çalışmaları dışındaki asıl çalışmaların iki ayağı vardı bizim için; okulumuzdaki öğrencilerimize ve Strasbourg'daki öğrencilere yönelik metinler...

Okulumuzdaki öğrencilerle, dönemin, yazarın/şairin, türün, konunun dildeki izini sürmeye Dede Korkut'la başlayalım istedik. Destanla hikâyenin arasındaki sağlam bir köprüydü Dede Korkut. Değil mi ki, Fuat Köprülü'nün gerçekten iddialı bir sözü de vardı:

"Bugün Türk Edebiyatı'nı terazinin bir gözüne, Dede Korkut'u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar."

Aşağıdaki satırlarda yaşamın Türkçesini aramalarını söyledik:
Uşun Koca Oğlu Seğrek Boyu

(Bir gün Uşun Koca’nın küçük oğlu Seğrek kardeşinin Alınca Kalesi’nde tutsak olduğunu öğrenir. Eve gelip bunun doğru olup olmadığını öğrenmek için annesinin ağzını arar.)

Seğrek burada soylamış görelim hanım, ne soylamış?
Kalkıp ana yerimden doğruldum,
Yelesi- kara kazılık atıma sıçrayıp bindim,
Eğri yatan aladağın eteğine vardım,
Kanlı Oğuz ellerinde dernek varmış, oraya vardım,
Yemek içmek arasında
Ak- boz atlı bir ulak geldi,
Çok zamanmış, Eğrek adlı bir yiğit tutsakmış,
Ulu Tanrı yol vermiş, çıkıp gelmiş,
Büyük, küçük kalmadı, o yiğide karşı gitti.
Ana ben de varayım, ne dersin? Dedi.

Anası burada soylamış, görelim Hanım ne soylamış?

Ağzın için öleyim oğul!
Dilin için öleyim, oğul!
Karşı yatan kara dağın
Yıkılmıştı, yüceldi âhir;
Alındılı görklü suyun
Soğulmuştu, çağladı âhir
Kaba ağaçta dalın, budağın,
Kurumuştu, yeşerdi âhir

Duha Koca Oğlu Deli Dumrul

(Deli Dumrul, Azrail’e baş kaldırır, karşıma çıksın onunla savaşayım der. Tanrı’ya Deli Dumrul’un bu sözü hoş gelmez ve Azrail’e gidip onun canını almasını söyler. Deli Dumrul Azrail’in gücünü anlayınca kendisini affetmesi ve canını almaması için yalvarır. Tanrı canına karşılık bir can bulursa onu affedeceğini söyler.)

Azrail Deli Dumrul’un hatununun canını almaya gelmiştir. Dumrul, yoldaşına kıyamaz, Allahu Taalâya yalvarır:

Yücelerden yücesin
Kimse bilmez nicesin
Görklü Tanrı!
Çok cahiller seni gökte arar, yerde ister,
Sen hod müminlerin gönlündesin.
Daim duran cebbâr Tanrı!
Ulu yollar üzerine
İmaretler yapam senin için!
Yalıncak görsem donatayım senin için!
Alır isen ikimizin canını bile algıl,
Kor isen ikimizin canını bile kogıl!
Keremi çok kadir Tanrı!
Kam Büre Oğlu Bamsı Beyrek
(Yedi yüz kafir, Bamsı Beyrek’i uykusunda bastırarak tutsak edip kaçırdılar, Beyrek’in yavuklusu Banı Çiçek bunu haber alınca karalar giydi ak kaftanın çıkardı. Güz alması gibi yanağını tarttı, yırttı.)

Vay al duvağımın iyesi!
Vay alnım başım umudu!
Vay şah yiğidim, vay şahbaz yiğidim!
Doyunca yüzüne bakamadığım hanım yiğit!
Kanda gittin beni yalnız koyup canım yiğit!
Göz açuban gördüğüm,
Gönül ile sevdüğüm,
Bir yastıkta baş koyduğum,
Yolunda öldüğüm, kurban olduğum