Türkçeyi Hissediyorum, ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi’nin “Türkçeyi Hissediyorum.” projesine ait bir web günlüğüdür. Proje, yurt dışında doğan, yaşam, bilgi ve deneyimleri yaşadıkları ülkenin diliyle biçimlenen “üçüncü kuşak”tan bir grup gence, dil aracılığıyla ulaşmayı; onlara, Türkçenin söz varlığını ve anlatım zenginliğini hissettirmeyi hedeflemektedir.

27 Şubat 2010

"ama bu haksızlık!" mı gerçekten?-1


İnsanlar hep kendilerinin haksızlığa uğradıklarını düşünür. Aradan zaman geçince “Aslında ben de ona haksızlık ettim.” tümceleri ağızlarından dökülmeye başlar; ama bu özeleştiriyi de çoğu kişiden duyamazsınız. Çünkü insanlar kendi hatalarını kolay kolay kabul etmez, en kolay yolu suçu başkasına yüklemekte bulurlar. Böylelikle, kendilerine düşen paydan bir çırpıda sıyrılmış olurlar.(Gizem)

Her insan, her zaman kendisinin haklı olduğunu düşünür; çoğu zaman kendisini başarısız, hatalı görmez. Bu, belki mükemmel olma isteğiyle ilgilidir; kimse kusuru kendine yakıştırmaz.(Fem)

İnsanlar hep haksızlıklara uğradıklarını düşünürler, olaylar karşısında; ama aslında gerçek haksızlığı kimin yaşadığını bilmezler. Çünkü genelde insanlar, benmerkezcidir ve empati yeteneğinden yoksundurlar. Dolayısıyla, hayatta yaşadıkları olaylara sadece tek yönlü bakarlar. Mesela, karnelerin geç basılması durumunda, öğrenciler hemen okul müdürünü suçlar; çünkü bu işin başındaki kişi odur. Ama biraz empatiyle onların yapacak bir şeylerinin olmadığını, “e-okul”un barındırıldığı sunuculardaki yoğunluğun da bunda etkili olduğunu düşünebilirler.(Deniz Alp)

Alışverişe çıktığım birgün kasada para ödemeyi beklerken, önümde sadece iki kişi vardı. Sıraya aradan bir adam girdi. Adamın arkasındakiler, onun neden sıraya uymadığını sorunca adam da, bir yerde malzemesini unuttuğunu, onu almaya gittiğini, aslında sıranın kendisinde olduğunu belirtti. Yine de, bu açıklamasına karşın sıranın arkasına geçmek zorunda kaldı. Bu durumda, adam doğru söylüyorduysa, biz o adamın hakkını biz çalmış oluyoruz; fakat, tersi durumda da biz haksızlığa uğradığımızı düşünüyoruz.(Berkin)

Haksızlık dilimize iyice yerleşmiş, olur olmaz kullandığımız kelimelerden biridir.. Örneğin, okulda bir ders esnasında, iki öğrenci sınıfın dikkatini dağıtacak şekilde konuştuğunda ve genellikle de öğretmen, belirli bir süre bu öğrencileri gözledikten sonra, birini daha sertçe uyarır. Öğrenci, itirazı, "Her zaman haksızlığı uğrayan benim, azarı hep ben işitiyorum." olur.

Yapmaktan hoşlanmadığımız şey, durum üzerinde gerçekten durup düşünmektir.(Ezgi)

İnsanlara hep en iyisi oldukları öğretilmiştir. Küçük yaşlardan itibaren anne ve babalarımız bizi şımartırlar ve en iyisine, en güzeline layık olanın bizim olduğumuzu söylerler. Bilinçaltımıza hep kendimizi düşünmemiz ve hep en iyisi olmamız gerektiği yerleşmiştir. Aklımıza kendimizden başkası gelmez. Böyle olunca da başımıza gelen olaylar karşısında, hep başkalarını suçlu bulmayı çok rahatlıkla kabul ederiz.(Cansu)