Türkçeyi Hissediyorum, ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi’nin “Türkçeyi Hissediyorum.” projesine ait bir web günlüğüdür. Proje, yurt dışında doğan, yaşam, bilgi ve deneyimleri yaşadıkları ülkenin diliyle biçimlenen “üçüncü kuşak”tan bir grup gence, dil aracılığıyla ulaşmayı; onlara, Türkçenin söz varlığını ve anlatım zenginliğini hissettirmeyi hedeflemektedir.

02 Mayıs 2012


1-Öyküde, altı çizili olan sözcüklerin (ameliye, kinaye, huşu, nirengi, nirengi noktası, teveccüh, ihtiyatlı, kadit, kolonyal, alil, övür olmak, caka, biteviye, zillet, serazat, hışır) anlamlarını sözlükten araştırıp sözcüklerin metindeki anlamlarını ve kökenlerini yazınız.



Ameliye : işlem ... kinaye : sitem … huşu : saygı ... nirengi noktası : sabit nokta... teveccüh: sevgi... ihtiyatlı: Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek ölçülü davranan, önlem alan .... kadit :kurutulmuş et... kolonyal :sömürgede yaşayan... alil : özürlü … övür : arkadaş … caka : gösteriş, kabadayılık ... biteviye : sürekli devam eden....   zillet: aşağılanma...serazat : özgür...  hışır: taşkın



2- Öyküde, “Tıpkı Hephaistos gibi desenize,” diye söylendi. “Ama pardon, onu anası Hera değil de, babası Zeus atmıştı yeryüzüne.” cümlesinde geçen Hephaistos’u Mitoloji Sözlüğü’nden araştırıp öykünün içeriğiyle bağlantısını yazınız.

Hephaistos ateşlerin tanrısı olarak dünyaya gelmiş idi. Fakat annesi tarafından topal olduğu için istenmeyip, tanrıların yaşadığı yerden dünyaya atılmış idi.


3- “Leyleğin arkasından bakan Çopur kahveci:

 ‘Yap numaranı, al paranı’ diye söylendi. Hep böyle yapar bu namusuz… Uçamayacağını bilmediğinden mi? Burada kalabalık gördü ya, sırf kendine acındırmak için. (…)

Gezimize konuk olarak katılan öbür bölümün profesörü;

‘Kafese kapatılan bülbül, uçamayan yaralı kartal… Bütün bunlar az şiire mi konuk olmuştur’ dedi. ‘Söylesene asistan efendi. Senin az buçuk edebiyatçılığın da vardır.’ 

‘Öyledir efendim” dedim. ‘Hakkınız var.’

‘Baudelaire’nin böyle bir şiiri olacak yanılmıyorsam’ diye öbür doçent atıldı. ‘Ne idi bakayım onun adı?’

Dame de Sion’dan çıkma bir öğrenci:

Albatros’ dedi. ‘Çok güzel şiirdir.’”

  Öyküden alınmış yukarıdaki diyaloglardan hareketle, farklı kesimden gelen kişilerin belirli
  durumları yorumlayışlarındaki farklılığın nedenleri neler olabilir? Yazınız.

Çopur kahveci cahilce düşünüyor. Muhtemelen kendisi para icin herşeyi yapmaya hazır olduğu için, leyleği de kendisi gibi zannediyor. Oysa prof. ve öğrencileri olaya, edebiyatçı ve şair ruhu ile yaklaşıp durumu, çok uygun bir şiir ile eşleştiriyorlar. Onlar leyleğin halini yargılamadan analiz ediyorlar.