Türkçeyi Hissediyorum, ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi’nin “Türkçeyi Hissediyorum.” projesine ait bir web günlüğüdür. Proje, yurt dışında doğan, yaşam, bilgi ve deneyimleri yaşadıkları ülkenin diliyle biçimlenen “üçüncü kuşak”tan bir grup gence, dil aracılığıyla ulaşmayı; onlara, Türkçenin söz varlığını ve anlatım zenginliğini hissettirmeyi hedeflemektedir.

02 Mayıs 2012


1-Öyküde, altı çizili olan sözcüklerin (ameliye, kinaye, huşu, nirengi, nirengi noktası, teveccüh, ihtiyatlı, kadit, kolonyal, alil, övür olmak, caka, biteviye, zillet, serazat, hışır) anlamlarını sözlükten araştırıp sözcüklerin metindeki anlamlarını ve kökenlerini yazınız.



AMELİYE: Yapilan iş, işlem.

KİNAYE: Düşünüleni, dolayli olarak anlatan söz.

HUŞU: Alçak gönüllülük.

NİRENGİ: Belli sayıda noktanın konumunu kesin olarak tespit edebilmek için, bu noktaları
tepe olarak kabul ederek bir alanı üçgenlere bölme işi.
NİRENGİ NOKTASI: Nirengi işleminde ayrılan üçgenlerin tepe noktası.

TEVECCÜH: Bir yana doğru yönelme, yüzünü çevirme.

İHTİYATLI: Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek ölçülü davranan, önlem alan, sakıngan, ihtiyatkâr.

KADİT: 1. Güneşte veya hafif alevde kurutulmuş et. 2. İskelet.

KOLONYAL: Sömürgeyle ilgili.

ALİL: Hastalıklı, sakat.

ÖVÜR OLMAK: Alışılmış olmak.

CAKA: Gösteriş, çalim, kabadayilik, fiyaka.

BİTEVİYE: Ayni biçimde, sürekli olarak.

ZİLLET: Hor görülme, alçalma.

SERAZAT: 1. Serbest, özgür. 2. Tasasız.

HIŞIR: Taşkınlık gösteren, yaramaz (kimse).




2- Öyküde, “Tıpkı Hephaistos gibi desenize,” diye söylendi. “Ama pardon, onu anası Hera değil de, babası Zeus atmıştı yeryüzüne.” cümlesinde geçen Hephaistos’u Mitoloji Sözlüğü’nden araştırıp öykünün içeriğiyle bağlantısını yazınız.

   Hephaistos, Yunan mitolojisinde Zeus ile Hera'nın oğlu, Afrodit ve Kharis'in eşidir.. Tanrılar ve kahramanlar için demircilik zanaatıyla uğraşarak silahlar ve zırhlar üreten ateşler tanrısı olarak bilinir. Hephaistos, tanrıların en çirkinidir. İki ayağı da topaldır. Homeros'un İlyada'sında bunun sebebi iki şekilde açıklanır. Birinciye göre babası Zeus, Hera ile kavga ederken Hephaistos annesinin tarafını tutmuş, buna kızan Zeus oğlunu Lemnos (Limni) adasına fırlatmış ve Hephaistos bu yüzden sakat kalmıştır. İkinci efsaneye göre Hephaistos sakat doğmuş, bu durumdan utanan annesi onu Olympos'tan aşağı fırlatmış ve Hephaistos'u nereidler ve Thetis büyütmüştür. Hephaistos'la Hera hiçbir zaman birbirlerini sevmemişlerdir. Yunan mitolojisinde ise Hera, Hephaistos'u kendi başına oluşturmuş ve doğurmuştur. Fakat bebeğin ayaklarını topal, kendisinin çirkin olduğunu görünce ve bütün Tanrılar onunla alay edince, Hephaistos'u Olimpos Dağı'ndan atmıştır.
   İznikli Lleylek metnine konu olan leylek de Hephaistos ile bağdaştırılmıştır. Leylek, üçüncü yavru olması nedeniyle, annesi tarafından yuvadan aşağıya atılmış ve kanadını kırmıştır. Hephaistos’un babası ise onu Limni adasına fırlatmış ve Hephaistos sakat kalmıştır. Dolayısıyla, metinde kanadı kırık leylekle, sakat Hephaistos’un kaderleri arasında bağlantı kurulmuştur.