2- Öyküde, “Tıpkı Hephaistos
gibi desenize,” diye söylendi. “Ama pardon, onu anası Hera değil de, babası
Zeus atmıştı yeryüzüne.” cümlesinde geçen Hephaistos’u Mitoloji
Sözlüğü’nden araştırıp öykünün içeriğiyle bağlantısını yazınız.
Hephaistos topaldır ve tanrıların
en çirkinidir. Bir hikayeye göre ateş tanrısı Hephaistos doğduğunda çok güçsüz
ve üstüne üstlük sakattır. (ki bu durum büyük ateşlerin bile başlangıçtaki
küçük kıvılcımın sayesinde ortaya çıkmasıyla ilişkilendirilir.) Ondan utanan
annesi Hera, onu yeryüzüne fırlatmıştır. Başka bir hikayeye göreyse babası Zeus
ve annesi Hera kavga ederken annesinin tarafını tuttuğu için Zeus onu Limni’ye
fırlatmış ve ayağının sakatlanmasına sebep olmuştur.”
İznikli
Leylekle Hephaistos, sakat olmaları ve doğdukları anda anneleri tarafından
gözden çıkarılmış olmaları bağlamında benzerlik göstermektedir. Hephaistos’un
hikayesi bu benzerlik bağlamında öykünün içeriğiyle bağlantılıdır.
“Leyleğin arkasından bakan Çopur kahveci:
‘Yap numaranı, al paranı’ diye söylendi. Hep böyle yapar bu
namusuz… Uçamayacağını bilmediğinden mi? Burada kalabalık gördü ya, sırf
kendine acındırmak için. (…)
Gezimize konuk olarak
katılan öbür bölümün profesörü;
‘Kafese kapatılan
bülbül, uçamayan yaralı kartal… Bütün bunlar az şiire mi konuk olmuştur’ dedi.
‘Söylesene asistan efendi. Senin az buçuk edebiyatçılığın da vardır.’
‘Öyledir
efendim” dedim. ‘Hakkınız var.’
‘Baudelaire’nin
böyle bir şiiri olacak yanılmıyorsam’ diye öbür doçent atıldı. ‘Ne idi bakayım
onun adı?’
Dame de
Sion’dan çıkma bir öğrenci:
‘Albatros’ dedi. ‘Çok
güzel şiirdir.’
Öyküden
alınmış yukarıdaki diyaloglardan hareketle, farklı kesimden gelen kişilerin
belirli durumları yorumlayışlarındaki farklılığın nedenleri neler olabilir?
Yazınız.
Kişinin
toplumdaki yeri, sosyal çevresi, kültürel düzeyi vb. alanlardaki farklılıklar
yorumların farklılığını beraberinde getirmektedir. Çopur kahvecinin hayat
tecrübesi ona kişilere ve olaylara şüpheyle yaklaşmayı öğretmiş, kolay kolay
kimseye taviz vermemeyi benimsetmiş olabilir. Muhtemelen hayatta sadece pek
de yüksek olmayan ekonomik standardını koruyarak yaşayıp gitmek için mücadele
etmektedir. Ne de olsa kahvecidir; okumamıştır, halktan biridir. Öte yandan
leyleğin durumu edebi eserlerde anlatılan leyleğinkine benzer hikayeleri
çağrıştırmıştır profesöre. Zira çalışan insanların yanı sıra üreten
insanların öykülerinin de etkisi vardır onun bakış açısı üzerinde.
|