1-Öyküde,
altı çizili olan sözcüklerin (ameliye, kinaye, huşu, nirengi, nirengi
noktası, teveccüh, ihtiyatlı, kadit, kolonyal, alil, övür olmak, caka,
biteviye, zillet, serazat, hışır) anlamlarını sözlükten araştırıp sözcüklerin
metindeki anlamlarını ve kökenlerini yazınız.
Ameliye:
(Arapça) Bir sanat ve bilim dalının ilkelerini düşünce alanından uygulama
alanına geçirme işi. Metinde saksağanın dilinin kesilip, törpülenmesi işinden
ameliye olarak bahsedilmiştir.
Kinaye:
(Arapça) Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz. Metinde leyleğin hacılığı,
güneyden gelişine ve anıtlara tepeden bakışına bağlanarak kinaye ile
anlatılmıştır.
Huşu:
(Arapça) Tanrı'ya boyun
eğme, gönlü korku ve saygı ile dolu olma. Leyleklerin Köln katedralini tavaf
etmeleri ibadet olarak görülmüş, Tanrı korkusu ve saygısıyla yapıldığı
anlatılmıştır.
Nirengi noktası: (Farsça) Başlangıç ve hareket yeri.
Metinde leyleklerin göç ederken veya uçarken geri dönebilmeleri için belirli
bir hareket noktası bulmaları anlatılmıştır.
Teveccüh: (Arapça) Güler yüz gösterme, yakınlık
duyma, hoşlanma, sevme. Leyleklerden birinin Eyüp’e bırakılmasından, Eyüp
halkının hoşnut olduğu anlatılmıştır.
İhtiyatlı: Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek
ölçülü davranan, önlem alan, sakıngan. Leyleğin dikkatli bir şekilde yolun
güvenliğini kontrol ederek karşiya geçmesi bu sözcükle açıklanmıştır.
Kadit: (Arapça) Çok zayıf. İskelet. Leyleğin güçsüz
görüntüsü, onun zayıflığına da değinilerek anlatılmıştır.
Kolonyal: (Fransızca) Sömürgede yaşayan. Kolonyal
şapka, sıcağı geçirmeyen, içi mantarlı bir tür şapkadır.
Alil: (Arapça) Hastalıklı, sakat. Leyleğin kanadının
yaralanmasıyla, leylek alil kalmıştır.
Övür olmak: Aynı yaşta olmak. Leyleğin üç yıl
esnafın yanında yaşaması ve zaman geçirmesi anlatılmıştır.
Caka: (İtalyanca) Gösteriş, çalim, kabadayılık.
Leylek kediyi korkutmanın gösterişi ve gururunu taşimıştır.
Biteviye: Tekdüze. Leyleğin basit, değişmeyen
gagasını birbirine vurması anlatılmıştır.
Zillet: (Arapça) Hor
görülme, aşağılanm
2- Öyküde, “Tıpkı Hephaistos
gibi desenize,” diye söylendi. “Ama pardon, onu anası Hera değil de, babası
Zeus atmıştı yeryüzüne.” cümlesinde geçen Hephaistos’u Mitoloji
Sözlüğü’nden araştırıp öykünün içeriğiyle bağlantısını yazınız.
Hephaistos ateş tanrısı idi. Zeus ile Hera’nın oğlu olan bu tanrı topal olarak doğdu,
üstelik çok da çirkindi. Hera onu doğurduğunda çirkinliğinden utandı, ve diğer
tanrıların kendisiyle alay etmesinden korkarak onu Olympos’tan aşağı
fırlattı. Bu kanadı kırık olan leyleğin annesi tarafından yuvadan atılması
ile benzerlik göstermektedir. Öyküdeki karakter bu ikisi arasında benzerlik
kurduğu için anlatmıştır.
|
3- “Leyleğin arkasından bakan Çopur kahveci:
‘Yap numaranı, al paranı’ diye söylendi. Hep böyle yapar bu
namusuz… Uçamayacağını bilmediğinden mi? Burada kalabalık gördü ya, sırf
kendine acındırmak için. (…)
Gezimize konuk olarak katılan
öbür bölümün profesörü;
‘Kafese kapatılan bülbül,
uçamayan yaralı kartal… Bütün bunlar az şiire mi konuk olmuştur’ dedi.
‘Söylesene asistan efendi. Senin az buçuk edebiyatçılığın da vardır.’
‘Öyledir efendim”
dedim. ‘Hakkınız var.’
‘Baudelaire’nin böyle
bir şiiri olacak yanılmıyorsam’ diye öbür doçent atıldı. ‘Ne idi bakayım onun
adı?’
Dame de Sion’dan
çıkma bir öğrenci:
‘Albatros’ dedi. ‘Çok
güzel şiirdir.’”
Öyküden
alınmış yukarıdaki diyaloglardan hareketle, farklı kesimden gelen kişilerin
belirli durumları yorumlayışlarındaki farklılığın nedenleri neler olabilir?
Yazınız.
Öyküde leyleğin
durumu birçok farklı karakter tarafından yorumlanmaktadır. Bir esnaf,
profesör, doçent, arkeoloji asistanı olayı birbirinden oldukça farklı
yorumlamışlardır. Çopur kahveci her gün, günlük yaşamında rastladığı
insanların özelliklerini düşünerek leyleği o insanlara benzetmiş, numaracı,
kendi çıkarı için insanların duygularını kullanan biri olarak nitelemiştir.
Bu götüşü onun içinde bulunduğu çevre ve o çevredeki insanlardan kaynaklanmaktadır.
Leyleğin bu hali ise, profesöre ve
asistana kültürel birikim ve zenginlikleri doğrultusunda daha farklı şeyleri
çağrıştırmıştır. Onlara göre bu leylek tam bir şiir konusudur ve bunun örneği
birçok şiir vardır. Bu karakterlerin yaşayışları, hayat felsefeleri ve
görüşleri doğrultusunda olaylara yorumları ve bakış açıları değişiktir.
|