1-Öyküde,
kümes neyi temsil ediyor? Metinden örnekler vererek açıklayınız.
Öyküde
kümes dış dünyaya karşi kapalı tuttuğumuz kapılarımızı, içinde dış dünyadan
habersiz yaşadığımız fanusu ve dünyayı görmemizi engelleyen engelleri temsil
ediyor. Öyküde tavuk kendini bildi bileli yüksek yapılar ve duvarlarla çevrili
bir avlunun içindeki bir kümeste yaşadığını anlatıyor. Tavuk arabalar ve
insan sesleriyle dolu olan sokağa açılan kapının arkasında neler olduğunu, diğer
güzel sesli horozların nerelerde yaşadığını ve dış dünyayı merak ediyor. Kümesi
içinde, sadece kendisi gibi dış dünyaya kapalı olan tavuklar ve horozla iletişim
kurarak yaşamaya çalisiyor. Her gün iki üç kere açılan kapıdan genç bir kadının
yem atması bile tavuğa değişik geliyor ve bu durum tavuğu dış dünyaya bağlayan
tek şey. Tüm bu engellere rağmen tavuk içindeki merak duygusu ve keşfetme
arzusuyla tüm engelleri aşarak kümesinden kaçıyor ve dışarıda neler olduğunu
görüyor. Gerçek hayatta da insanların çogu dış dünyadan kopuk fanuslar içinde
yaşarlar ve dış dünyadan kopuk olduklarını bile fark etmezler. Bazen bazı
istisna kişiler içlerindeki merak ve yeni şeyler ögrenme duygularıyla
zincirlerini kırıp gerçek hayata açılırlar.
|
2-Öyküde,
niçin yalnızca tavuklardan biri dışarıyı merak ediyor ve çikmak istiyor?
Bu birinin özelligi nedir, hangi özellikleriyle diğerlerinden ayrılır? Açıklayınız.
Öyküde
yalnızca tavuklardan birinin dışarıyı merak ediyor olmasının nedeni, gerçek
hayatta da sadece bir kaç tane istisna insanın içinde yaşadığı izole edilmiş
dünyadan kopup gerçek dünyayı keşfetme cesaretini gösterebilecek olmasıdır.
Bu tavuk, içinde yaşadığı dünya ile yetinmeyen, daha fazlasını isteyen,
meraklı, keşfetme arzusuyla dolu ve dış dünyayı ögrenmek isteyen bir
tavuktur. Diğer tavuklar ise, ellerindeki yaşamı kabul etmiş, önlerine konan şartlarla
yetinen, meraklı ve araştırmacı olmayan sıradan tavuklardır. Hayatta da
sadece bazı insanlar diğerlerinden farklı olarak daha fazlasını görmeyi
isterler, önlerine konanla yetinmektense daha fazlasını elde etmek için uğraşirlar.
Bu insanlar araştıran, kendilerini her tür bilgiyle geliştiren, sadece içinde
bulundukları ortama göre yaşamayan, başka yaşam tarzları hakkında bilgili ve
deneyimli kişilerdir.
|
3-Öyküde,
horozun temsil ettiği değerler nelerdir ve nasıl bir kişilik özelligi
vardır? Açıklayınız.
Öyküde
horoz tutsaklığı, izole olmayı, sıradanlığı ve sabit fikirliliği temsil
etmektedir. Bu horoz kendini yeni fikirlere ve yeni yaşam tarzlarına kapamış
sabit fikirli bir horozdur. Dış dünyaya karşi kendini izole etmiştir. Horoz
aynı zamanda önüne konulan tutsaklık şartlarıyla yaşamayı kabul etmektedir ve
idealist değildir. İdealist olmadığından yeni şeyler keşfetme, daha iyi yaşam
standartlarına ulaşma gibi hedefleri yoktur. Elindekilerle, minimum şartlarda
sürdürdüğü yaşamıyla mutludur.
|
4-Öyküyü
bize kim anlatıyor ve yazar, niçin böyle bir anlatıcı tercih etmiş olabilir? Öykünün
içeriğinden hareketle açıklayınız.
Öyküyü
bize farklı olan ve kümesinden kaçan tavuk anlatmaktadır. Yazarın böyle bir
anlatıcı tercih etmesinin sebebi, bu tavuğun farklı olması ve öykünün ana
karakteri olması olabilir. Yazar öykünün ana karakteri bu tavuk olduğu için,
hissettirmeye çalistigi temayı ve vermeye çalistigi ana düşünceyi okura daha
iyi ileteceğini düşünmüş olabilir. Aynı nedenden dolayı, öykünün ana
karakterinin duygularının ve düşünme tarzının bu şekilde ortaya konmasının öyküyü
güçlü kılacağına inanmış olabilir. Tavuğun, diğer sıradan tavuklardan farklı
olması da anlatıcı seçiminde etkili olmuştur.
|
5-Yazar,
bu öyküyle bize ne anlatmak istiyor olabilir? Öyküden yansıyan dünya görüşü
nedir? Siz bu görüşe katılıyor musunuz? Açıklayınız.
Yazar bu öyküyle bize, aslında fark
etmeden çogumuzun izole edilmiş fanuslarda, kendi küçük dünyalarımızın içinde,
daha fazlasını görmeye çalismadan, araştırma ve merak duygularından yoksun
bir şekilde tutsak gibi yaşadığımızı anlatmaya çalismistir. Çogumuzsa bu
izole edilmiş yaşamlarımızın farkına varmadan, sadece önümüze konulan
standartlarla, başkalarından, dünyadaki gelişmelerden habersiz yaşamaktayız. Öyküden
yansıyan dünya görüşüne göre, bu tutsaklıktan ve izolasyondan kurtulmanın tek
yolu merak duygusunun bize açtığı yolda, araştırarak, daha fazlasını ögrenmeye
ve görmeye çalisarak yaşamaktır. Ben bu görüşe katılıyorum; çünkü kendine
sunulan duvarlar içinde yaşamını sürdüren bir insan hayata pasif olarak katılmaya
mahkumdur. Böyle insanlar dünyaya geldikleri gibi hiçbir şey ögrenemeden,
kendilerini geliştiremeden ve ufuklarını açamadan giderler. Bu durumu
engellemenin tek yolu ise dış dünyaya açılmaya çalismak ve duvarlarımızı yıkmak
için çaba göstermektir.
|