Türkçeyi Hissediyorum, ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi’nin “Türkçeyi Hissediyorum.” projesine ait bir web günlüğüdür. Proje, yurt dışında doğan, yaşam, bilgi ve deneyimleri yaşadıkları ülkenin diliyle biçimlenen “üçüncü kuşak”tan bir grup gence, dil aracılığıyla ulaşmayı; onlara, Türkçenin söz varlığını ve anlatım zenginliğini hissettirmeyi hedeflemektedir.

19 Şubat 2010

çizgilerin söylediği-4


Edebiyat her türlü kapıyı açan anahtar gibidir. Öyle kapılar ki sizi her türlü dünyaya götürebilir. Bu dünyalardan biri sizi bilinmeyen denizlere götürürken bir diğeri sizi kendi sınırlarınızı aşmanızla yardımcı olabilir. Sözler bir kuşkanadı kadar narin olup, içimizi ısıtabilir ya da bir çekiç kadar sert olup değdiği yeri kırabilir. Bir başkası dünyaların ötesine; hayal dünyalarına ulaşmanıza yardım eder. Yalnızca birkaç harfin bir araya gelmesiyle neler neler anlatılabileceğini gösterir size.

Bazen de edebiyatı bilgiye ulaşmakta kullanırız. Bu bilgi tuğladan bir duvar da olabilir, yalnızca bilginizle aşabileceğiniz bir bilgi duvarı da. Bir gelişmişlik simgesidir edebiyat ve sınırları aşmamızı, bilgimize
 bilgi katmayı, yanlış bildiklerimizi öğrenmeyi, eksikleri tamamlamada yardımcı sonu olmayan bir kütüphane gibidir. Ne kadar okursanız okuyun asla her şeyi bilemezsiniz. Bilgi duvarını aşmak için gerekli bilgiye sahip olunca da bu duvarın ötesinde ne olduğunu öğrenmek gerekir. Merakımızın bizi yenip başka yerlere götürmesine izin vermemiz gerekir.(Beril)

Edebiyat, kitapların bize açtığı yepyeni görülmez bir kapıdır. Bu kapıdan içeri girdiğimizde bambaşka dünyalar beklemektedir bizi.(Işılsu)

Edebiyat, insanların bize çizdiği sınırları aşarak bize dayatılan şeyleri yıkmak ve başka insanların da kullanabileceği bir özgürlük ve yaşama ortamı yaratmaktır. Ayrıca uğraşmak ve insanların yapamamaktan korktuğu şeyleri başarmaya çalışmaktır. Gerekirse yüzlerce kez denemek, bir kenara atılan şeyleri tekrar düzeltmek ve kullanmaktır. Bazen de kaybolmak, yanlış kelimelerin arasında yolunu bulmaya çalışmaktır. Ulaşabildiğin tek şeyin sözcükler olduğu bir yere girebilmek, daha da önemlisi burada yaşamını sürdürebilmektir. Bazen, hayatın boyunca görmediğin insanlarla çalışmaktır, bilmeden de olsa... Onlarla beraber insanlara bir şeyler vermeye çalışmaktır. Hiç bilmeden bir mucize yaratabilmektir. İnsanların içinde hiçbir şey göremedikleri karanlıktan bir sanat eseri çıkarmaktır.(Sedef)